Psikolog Randevu

Randevu almak için lütfen formu doldurun.

Psikologlara Sıkça Sorulan Sorular

Psikoloğa gitmeye ihtiyaç duyduğumu nereden anlayabilirim?

Yaşamınız boyunca yaşadığınız bir takım sorunlar günlük hayatınızı, ilişkilerinizi ve işlevselliğinizi olumsuz yönde etkilemeye başladığında alanında yetkili bir uzman tarafından destek alma zamanınızın geldiği söylenebilir. Stresi ve kaygıyı ortaya çıkaran olay, takıntılı ve tekrarlayıcı düşünceler, yalnızlığa ve umutsuzluğa ilişkin duygular, uyum problemleri, başarı kaygıları, özgüven eksikliği, kendini ve çevreni daha iyi tanıma isteği, başkalarına anlatılamayan duygu ve düşünceler psikolojik terapi sürecine başvurulan en yoğun konulardandır. Bu tarz yoğun olayların yaşandığı süreç uzadığında bireyin işlevselliğinde yavaş yavaş bozulmalar ortaya çıkmaya başlamaktadır. Bireyin sorunlarıyla başa çıkma becerisinde zayıflamalar meydana gelebilmektedir. Bu tarz durumlarda psikolojik destek almanız önerilmektedir. Bireyin terapi sürecine kendi isteğiyle başlaması, iyileşmeye yönelik isteği, motivasyonu terapiden alınan faydayı artıran faktörlerdendir. Terapi almaya ihtiyaç duyduğunuzu anlamaya kendinize şu soruları sormanız yardımcı olabilmektedir:

  • Belirli bir süredir beni düşündüren, rahatsız eden, kaygılandıran, bana sıkıntı veren tekrarlayan bir sorunum var mı?

  • Kendimde değiştirmeyi düşündüğüm şeyler var mı?

  • Zihnimin içerisinde sürekli tekrar eden üzerinde yoğunlaştığım ve düşünmeyi bırakamadığım için beni yoran bir konu var mı?

  • Arkadaşlarımla sıklıkla paylaştığım konular var mı?

  • Kendime sürekli kızıyor, kendimi beğenmiyor ve kendimle mücadele ediyor muyum?

  • Hayatımdaki sorumluluklarım bana ağır geliyor, onları yapmak bana bedenen ve manen zorluk veriyor mu?

  • Yaşamış olduğum olaylarla ilgili yardım almamın zamanı geldiğini düşünüyor muyum?

  • Yaşamış olduğum üzüntü verici olaylar sonrası ortaya çıkan olumsuz duygularımla başa çıkmada zorlanıyor muyum?

  • Hayatımdaki büyük değişimler (boşanma, ölüm, ayrılık, işten çıkarılma) sonrasında kendime karşı güvenimi kaybetmiş hissediyor, mutsuzluk, stres, kaygı gibi duygular hissediyor ve bunları aşma konusunda desteğe ihtiyaç duymakta mıyım?

  • Duygularımdaki iniş ve çıkış durumlarının sıklığı ve yoğunluk düzeyi hayatımı zorlaştırıyor mu?

  • İlişkilerimde sorun yaşıyor ve bu sorunlarla ilgili oluşan kısırdöngüden çıkmakta zorlanıyor muyum?

  • Uzun süredir mutsuz, kaygılı, bir şey yapmak istemiyor muyum?

  • Yaşadığım olaylarda yaptığım şeylerden kaynaklı olarak sıklıkla suçluluk duyuyor ve mutsuz oluyor muyum?

Bunlar ve bunlara benzer soruların herhangi birine evet diyor iseniz psikolojik destek almanızın zamanının geldiği söylenebilir. 

Psikoloğa neden ihtiyaç duyarım ve sorunlarımı kendi başıma aşamaz mıyım?

Sorunları kendi başımıza çözmek elbette ki mümkün, zaman zaman çözemiyor olmanızın da son derece anlaşılır olduğu gibi. Bazı durumlarda olayların içerisinde olduğumuzda yaşadıklarımızı geniş açıdan göremeyiz ya da karşımızdaki bireyin ne istediğini, neler hissettiğini tam anlamıyla anlayamayabiliriz. Bu duruma çoğunlukla engel teşkil eden şey bizim geçmişten getirmiş olduğumuz dünyayla ve etrafımızdaki insanlarla ilgili kalıplaşmış düşüncelerimizdir. Uzman bir psikolog bu durumda sizi bu kalıplaşmış düşüncelerinizin dışına çıkmanız ve sınırlarınızı zorlamanız için rehber görevi görmektedir. 

 

Psikoloğa neden gitmeliyim? Ailem ve arkadaşlarımla da konuşamaz mıyım?

Terapi süreci aile ve arkadaşlarla sohbet edilen süreçten farklı bir süreçtir. Sürecin ilerleyişi bireyin ihtiyaçlarına, yaşadığı soruna ve bireyin kişisel özelliklerine göre farklılaşmaktadır. Terapi sürecinde hangi yöntem kullanılırsa kullansın belirli bir hedefi, uygulama şekli bulunmaktadır yani yapılandırılmış süreçtir denilebilir. Aile ve arkadaşlarınızla edilen sohbetlerinizde sempati önceliklidir. Ancak terapi sürecindeki terapötik ilişkinizde empati vardır ve objektif bakışla yaşadıklarını değerlendirilebilir. Kendinizle ilgili farkındalık kazanmanızı, yaşamış olduğunuz sorunlarınızın nedenlerini anlamanızı, fark etmediğiniz duygu ve düşüncelerinize yönelik farkındalık kazanmanızı sağlar. Gizlilik de en önemli konulardan birisidir. 

Psikoloğumu seçerken nelere dikkat etmeliyim?

Eğitimine ve bilgisine güvendiğiniz birisini seçmeniz önemlidir. Psikoloğun kullandığı yaklaşımları ve uzmanlık alanları belirleyici faktörlerden olabilmektedir. 

Seanslar ne kadar sürmektedir? Kaç seansta süreç sonlanır?

Seanslar yaklaşık olarak 50 dakika sürmektedir. Her danışanın danışmanlık sürecine başlama sebepleri farklıdır ve bu yüzden danışmanlık sürecinin kaç seansta sona ereceğini önceden belirlemek mümkün olmamaktadır. Danışmanlık süreçleri danışanların ihtiyaçları doğrultusunda şekillenerek süreç ilerler.

Terapi sürecinde benim sorumluluklarım var mı?

En temel sorumluluklarınızdan biri planlanan oturumlarınıza düzenli olarak katılm sağlamanızdır. Oturuma gelmenizi engelleyecek bir durum oluştuğunda, bunu, oturumdan bir gün önce ya da olabildiğince erken bir tarihte psikoloğunuza bildirmeniz gerekmektedir.

Psikoloğa gitmek için bir yaş sınır bulunmakta mıdır? 

Terapi ya da psikolojik danışmanlık hizmeti her yaşta birey için bulunmaktadır. Yaşamımızda ters giden durumlarla yüzleşebilmek, hayatımızı ve diğer insanlara kurduğumuz ilişkilerimizi daha kaliteli hale çevirmek için bu sürece başlamak hiçbir zaman geç ya da erken değildir. Bu dikkat etmeniz gereken durum, uzman seçimi yaptığınız sırada uzmanın hangi yaş grubuyla beraber çalıştığını öğrenmek olacaktır. Uzmanlık alanları çocuk, ergen, yetişkin şeklinde ayrılabilmektedir. Almak istediğiniz hizmet şekline göre uzman seçimi yapmak daha doğru olacaktır. 

Beni rahatsız eden olayları tanımadığım biriyle konuşacak olmam bana zor gelecek mi? 

Elbette ki terapi sürecinin ilk seanslarında kendinizi çekingen ve kaygılı hissedebilirsiniz. Bu oldukça anlaşılır bir durumdur. Terapistiniz ilk görüşmede kendinizi huzursuz hissetmenizi, tam anlamıyla açılamıyor oluşunuzu oldukça doğal karşılayacaktır. Size karşı güven ve anlayış göstererek kendinizi rahat hissetmenize yardımcı olacaktır. Psikoloğunuz anlatmak istemediğiniz herhangi bir bilgiyi paylaşmanız için sizi zorlamaz. Geçen süreyle birlikte siz de daha rahat olduğunuzu gözlemleyeceksiniz. Bunun için de kendinize ve terapi sürecinize ihtiyacınız olan zamanı tanımanız önemli olacaktır. 

Terapi süreci bana nasıl yardımcı olabilir?

Terapi süreci içerisinde, sizde sıkıntı oluşturan duygu ve düşüncelerinize söze dökmek için güvenli bir ortam sağlanmaktadır. Bu durum da dolaylı bir şekilde duygu ve düşüncelerinizi daha iyi bir şekilde anlamanıza, onlar üzerinde kontrol kazanabilmenize yardımcı olacaktır. Yaşadığınız zorlukları ve sorunları görmezden gelerek yokmuş gibi davranmanız yerine onlarla sağlıklı ve güvenli bir ortamda yüzleşmenize destek olarak beraberinde belli bir rahatlama ve umut getirecektir. 

Hangi sıklıklarla seanslara katılım göstermeliyim?

Bu durum bireye ve bireyin terapiye başvurmuş olduğu sorunun yoğunluğuna göre değişiklik gösterebilmektedir. En kısa 1 hafta ara verecek biçimde seans aralıklarını düzenlemek faydalı olabilir. Duruma ve sürece göre de iki haftada bir ya da ayda bir olacak şekilde program da geliştirilebilir. Kriz anlarında daha sık bir şekilde görüşmeler gerçekleştirilebilse de seansların arasına duygusal yoğunluk düzeyini dengeleyebilmek ve verilecek olan çalışmaların yapılmasına fırsat verilebilmesi adına bir hafta aralık vermek ideal olacaktır.

Ne kadar süre terapiye devam etmem gerekir?

Bu durum da bireye ve bireyin terapiye başvurmuş olduğu sorunun yoğunluğuna göre değişiklik gösterebilmektedir. Bazı durumlarda birkaç seans yeterli olabilirken bazı durumlarda da uzun süreli ve düzenli bir terapi sürecinin oluşması gerekebilmektedir. Örneğin ileri düzeyde bir depresyon, baş etmede zorlanılan hafif bir stres durumundan daha uzun süreli tedavi ve danışmanlık süreci gerektirebilir. Sorunun ciddiyet düzeyi aynı zamanda tedavi süresini ve yoğunluğunu da etkilemektedir. Yoğunluk, seansların sıklığının planlanmasıyla alakalıdır. Kronik, uzun süreli depresyon, reaktif depresyondan daha fazla uzun zaman ve yoğun tedavi süreci gerektirmektedir. Seçilen terapi hedefleri de terapi sürecinin süresini etkileyebilir. Ayrıca duruma göre tercih edilmiş olan terapi yöntemi de süre konusunda belirleyici olabilir. BDT yöntemleri çözüm odaklı olabildiğinden daha kısa zaman içerisinde işlevselliği kazandırmayı amaçlamaktadır. Bunun gibi karar süreçlerini uzman psikoloğunuzla birlikte kararlaştırmak en doğrusu olacaktır. Unutulmamalıdır ki, terapi sürecinde devamlılık oldukça önem arz etmektedir. Uzman psikoloğunuzla kararlaştırmış olduğunuz seans aralıklarına sadık kalmanız sizin faydanıza olacaktır.

Herhangi bir yerde terapi aldığıma dair belge karşıma çıkar mı?

Terapötik ilişkide en önem gösterilen konulardan birisi de gizlilik durumudur. Her türlü bilgi terapi sürecinde gizli tutulur. Danışma merkezinde bilgi ve kayıtların saklanması, başka bireylerle paylaşılmaması veya yok edilmesinde etik kurallar geçerli olmaktadır. Elde edilen tüm kayıtlar örneğin görüşme notları, test verileri, yazışmalar gibi kayıtlar psikoloğunuzun sorumluluğundadır ve bu bilgiler danışan harici hiçbir kişiyle paylaşılmamaktadır. Sadece bireyin veya bir başkasının yaşamını tehlikeye atacak bir durum oluştuğunda ilgili bilgilerin paylaşımı yine danışanın izniyle gerçekleştirilmektedir. 

Terapi sürecinde hemen değişimin olmasını istiyorum. Bu doğru bir düşünce mi?

Yaşamımızda gerçekleşen her değişim olayı gibi terapi sürecinde de oluşan değişimlerin gerçekleşmesini sağlamak sanıldığı gibi kolay olmayacaktır. Çünkü çocukluğumuz itibariyle bizimle var olmuş olan kalıplaşmış düşüncelerimiz üzerinde çalışma yapmak zaman zaman bize zor gelebilir ve umutsuzluğa düşmemize neden olabilir. Bu gibi anlarda başa çıkmanıza psikoloğunuz destek olacaktır. Hayatınızda yapacağınız bu değişimlerin olumlu sonuçlarını görecek olmak motivasyonunuzu ve sürece katılımınızı artırarak sürecinizi daha da kolaylaştıracaktır. 

 

Kayseri Psikolog Serdar Avşar'dan Randevu Oluşturmak İçin TIKLAYINIZ.